Eğer doğru zannettiğimiz, görünen düzen ters köşe yaptırıyorsa bize...Dinsel kitaplardaki öğretiler şifrelenmiş bir şekilde sunuluyor bize ve bu şifreleri çözmemiz bekleniyor. Peki bu şifreleri çözerken bir yanlışlık yapmış olsak ve Şeytan diye bildiğimiz varlık aslında bize doğru yolu gösteriyor ve Meleklerde bizi bu yoldan sapalım diye yanlışa sürüklüyorsa? Gerçek diye bildiğimiz gerçeklik tam tersi işliyorsa,.. Zaman içinde nasılda yolumuz saptırılmış bir düşünsenize. Bu varsayımı benim yazıyor olmam ve kimilerinin okuyor olması,bazılarının tahammül sınırlarını zorlar.
İnsanoğlunu dünyadaki diğer varlıklardan üstün kılan düşünebilme yeteneği değil midir? Eee o zaman!!! Düşünmeye devam edelim... Bir çok konu gizemini korurken "Cennete" ve "Cehenneme" gitme koşulları dosdoğru belirtilmiş kitaplarda. İyi insan olup iyilik yaparsan "Cennete" , kötü insan olup kötülük yaparsan "Cehenneme" gidersin!! Bu kadar basit bir dille izah edilmiş. Kime göre neye göre bu hesaplar doğru. Neyin doğru neyin yanlış olduğunun kararını vicdan mekanizmamızla veriyor olmamız gerekmiyor mu? Bir seri katilin vicdan mekanizması yanlış mı programlanmış oluyor o halde? Düşünüp, karar verip harekete geçen beynimizden daha mı az gelişmiş vicdan denen mekanizmamız? Peki bunu da geçelim... İyi insan dediğimiz insanların kaçı refah içinde bir hayat sürüyor?
Burada acıyı çek sonuna kadar,ya bir yanlışlık olduysa ve şifre çözücü dedelerimiz yanıldıysa! Hadi git şimdi perdenin öte tarafında acı çekmeye devam... Şimdi tamda burada söze "bana kalırsa" diye başlayacağım çünkü,önemli olan benim, ben mutluysam etrafımdaki tüm varlıklarda mutlu,mutsuzsam aynı oranda mutsuz... Kendimi nasıl mutlu hissediyorsam öyle yaşamayı tercih ediyorum... Kendi değer yargılarımı oluşturup kendi kurallarımın olduğu bir hayat sürebilirim. Sende kendininkileri yarat ve o hayatı sür, neden başkalarının değer yargıları ile yaşıyoruz ki... Sana göre doğru olan bir başkasına göre doğru olmayabilire geliyor yeniden, önemli olan başkalarının değer yargılarını olgunluk ile karşılayıp diğer fikre saygı duymak... Mutluluğun ve iyi bir insan olmanın şifresi bu olabilir mi?
Ben başkalarının değer yargılarına saygı duyup onu olduğu gibi kabullenmeyi hayatımın anayasası yaptım, elimden geldiğince. Tabii ki ara sıra, içimdeki o henüz adını bilemediğim fakat insan olmanın gerekçesi olan o duygu,o haşin duygu düşüncelerimi tırmalayıp duruyor "hadi fesatlan,kıskan,haset duy" diyor, buna yenildiğim zamanlarda oluyor ve başlıyorum o zaman gıybete... Bunu keşfedip hala insan yanıma zaman zaman yenilebiliyorsam , henüz keşfetmemiş insanları daha iyi anlıyorum ve onlara gülümseyebiliyorum, eğer yapamıyorsam boş veriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder